Bilgisaymaz® Online Oyunlar,Okul,Spor,Haberler
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol
Bilgisaymaz® Online Oyunlar,Okul,Spor,Haberler
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol
Bilgisaymaz® Online Oyunlar,Okul,Spor,Haberler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bilgisaymaz® Online Oyunlar,Okul,Spor,Haberler


 
AnasayfaLatest imagesGiriş yapKayıt Ol
Alttaki "Beğen" tuşuna basarak Facebook sayfamızı beğenirseniz sevinirim.

 

 Bryan Adams Biyografisi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
iceman001
Özel Üye
Özel Üye
iceman001


Bryan Adams Biyografisi Aost10
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 773
Rep Puanı Rep Puanı : 4
Nerden Nerden : osmaniye
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : YOK
Yaş Yaş : 26
Bryan Adams Biyografisi Alt10

Bryan Adams Biyografisi Empty
MesajKonu: Bryan Adams Biyografisi   Bryan Adams Biyografisi EmptySalı Eyl. 07, 2010 9:27 am

Kanada’nin altin cocugu Bryan Guy Adams 5 Kasm 1959 tarihinde Kanada Kingston Ontoria da dünyaya geldi. Inanlmaz yükselisi 80′li yllarin baslarina rastlayan Adams bir rockci olmasna ragmen günümüzde esine zor rastlanan ve uzun süre dünya müzik listelerinin en tepesinde kendisine yer bulan balladlarindan dolayi bir ballad ustasi olarak günümüzde anilmaktadr.

Kanada dogumlu Ingiliz orijinli olan Adams ailesinin en büyük oglu olan Bryan babasnin meslegine uygun olarak ilk genclik yillarini dünyanin bir cok farkli ülkelerinde gecirdi. Baba Conrad Adams Birlesmis Milletlere bagli bir diplomatti ve bu yüzden dolayi Adams genclik yllarini Avusturya,Israil ve Portekiz gibi bir cok farkli yerde gecirmek zorunda kaldi. Nitekim üne kavutuktan sonra verdigi röportajlarda da farkli mekanlarda gecen ilk genclik yillarinin adaptasyon problemine yol actigini defalarca belirtmistir. Adams müzik icin dogmus bir insandi aklindaki tek sey ileride iyi bir rmüziseyen olabilmekti. Okul fikrine hicbir zaman sicak bakmamisti, hatta okuldan nefret ediyordu tek hayali müzikle ilgilenmekti. Anne Jane ve baba Conrad’in en büyük oglu olan Bryan’nin bir de kendisinden kücük olan Bruce adinda bir de kardesi bulunmaktadir.Ayn zamanda aile arasnda takma ad olarak Kid adyla anilmaktaydi.

Bryan 10 yasina geldiginde ileride kendisinin bile hayal edemeyecegi bir kariyere sahip olacak müzik yasantisina belki de ilk adimi amcasinin 10 yasina geldiginde kendisine aldigi gitarla baslayacakti.

Bryan 11 yasina geldiginde bir cocugun o yasta belkide basina gelebilecek en kötü ani yasayacakti. Baba Conrad ve Anne Jane siddetli gecimsizlikten dolayi bosanmaya karar alacaklardi. Anne ve babasin bosanmasiyla Bryan Annesi Jane ve kücük kardesi Bruce ile birlikte Vancouver sehrinin yolunu tutacaklardi. Bryan bu bosanmadan dolayi babasini sorumlu tutacak kendisiyle 25 yila yakin bir süre görüsmeyecekti, zaten o zamana kadar Bryan ve babasinin da cok iyi anlastiklari söylenemezdi. Siki bir disiplin almis bir askeri diplomat olan Baba Conrad oglunun müzik ile ilgilenmesine tahammül edemiyor ve oglunu disiplinli bir sekilde büyütmek istiyordu bundan dolayi da Bryanin babasi ile yildizi hicbir zaman barismamisti. Bryan uluslararasí söhrete ulastiktan sonra bir Japonya turnesi sirasinda izledigi bir TV filminin etkisinde kalarak uzun yllardan beri süre gelen ayriliga son verme karari alarak babasina telefonla ulasip barismasiyla aralarindaki buzlar eriyordu. Ama o zamana kadar yani bosanmadan 1990lü yillarin sonuna kadar baba Conrad ve ileride uluslararasi bir yildiz olacak ogul Bryan birbirleriyle görüsmediler. Nitekim bu periyot sirasinda Adams ailesini zorlu günler bekliyordu. Zor durumda kalan Anne Jane Adams iki olunu büyütmek icin yeri geldiginde 3 farkli iste calismak zorunda kaldi. Ayni zamanda Bryan ailesine destek olmak icin aralarinda Bulasikcilik ve Gazetecilik gibi bir cok farkl iste calismak zorunda kaldi.

Müzikle ilgili ilk önemli tohumlar Bryan’in lise yillarinda atilmaya basladi. Bu günerde grubun önemli üyelerinden olan Dave Taylor ile tanisti. Bryan 14 yasina geldiginde David’in grubunda calmaya basladi. Bu onun ilk amatör denemesiydi. Bu aralar ilk kayitlarini yapmaya basladi. O zamanlarin önemli parcalarindan olan Rolling Stones grubunun “Jumping Jack Flash” gibi parcalarini yorumlamaya basladi.15 yasina geldiginde Bryan tamamiyla okulla olan iliskisini kesti, Piyano dersleri almaya basladi. Shock grubunda calmaya basladi. Fakat Bryan kendi yapmak istedigi müzik ile uyusmadigindan dolayi bu gruptan kisa bir süre sonra ayrildi, onun deyimiyle grup daha sert calmaya calisiyordu ama bunu yapamiyorlardi.

Bryan 17 yasina geldiginde ilk resmi grubu olarak bilinen Sweney Todd grubu ile bulustugu o siralarda grubun solisti Nick solo calismalarini tek basina yürütmek istediginden dolayi gruptan ayrlmis yerine gelen ise Nickin performansini mum ile aratmaktaydi. Bu sirada grubun üyeleri ile tanisan Bryan büyük bir iddia ile kendisinin gerek Nick gerek ise Nickin yerini alan solistten cok daha iyi oldugunu gruba ikna ederek grupta hem calmaya hemde söylemeye basladi.1977 yilnda Sweney Todd grubu ile birlikte ilk kaydi olan “If wishes were horses” i kaydetti. Bryan’nin Sweney Todd grubu ile olan birlikteligi de Bryan’nin bu grubun turne programini begenmemesinden dolayi kisa sürdü. Daha sonraki yillar Bryan’in ileride büyük bir üne kavusmasindaki en önemli role sahip olan sahsi karsisina cikaracakti. Bu isim Jim Vallance’ti. Jim Bryan’dan 12 yas daha büyüktü. Prism grubunda hem bateri alan hem de sarki sözü yapan yetenekli Kanali bir müzisyendi. Bryan Jim ile calmaya basladiktan sonra her ikisi de birbirlerini cok iyi tamamladklarinin farkna vardilar. Birlikte calismaya karar aldilar. Ileride büyük basarilara imza atacak ve muhtesem ikiliyi olusturacak, adini altin harflerle Kanada ve Dünya müzik tarihine yazidran ikilinin bulusmasi bu sekilde gerceklesiyordu. Ikili ortak calmaya basladiktan kisa bir süre sonra “You Walked Away” ve “Take it or Leave it” adi altinda Prism grubunun yeni albümü olan “Armeggedon” icin kayit yaptilar. Bu arada muhtesem ikilinin sarki sözleri yazdigi cok önemli isimlerden arasinda Tina Turner,Joe Cocker,Bonnie Tyler ve Kiss sayilabilir.

Bryan Jim ile birlikte calisirken bir yandan söylüyor bir yandan da gitar caliyordu. Vallace ise sarki sözü yazarligi disinda keyboard ve bateri caliyordu. Bu kadar ksa zamanda bir cok güzel ise imza atmalarina ragmen önemli plak sirketlerinden 1979 tarihine kadar herhangi müspet bir cevap alamamislardi. Ama 1979 yilinin ilk zamanlarinda A&M bu ikilinin kalitesini fark etti. 4 sarkilik bir kayit teklifi götürdü.Bryan’nin karsi gelmesine ragmen bu kaydin ilk parcasi ayni zamanda bir dans parcasi olan “Let me take you Dancing” oldu. Özellikle bu sarki otoriteler tarafndan bir hayli olumlu elestiriler aldi. Daha sonra bu kaydi Bryan’nin kendi ismini de tasiyan ilk albüm olan “Bryan Adams” albümü izledi. Bryan 18 yasina geldiginde bu piyasanin ne kadar cetin oldugunu gördükten sonra kendisine o zamanlarda bir cok Kanadali sanatcinin menajerligini de yapan Bruce Allen konusunda karar kíldi. Bugün hala menejerligini yapan Bruce ile 18 yasinda iken yollari kesisti.

1978 yilina geldiginde Bryan Amerika’dan dönerek ülkesi Kanada’ya geri döndü ve solo calismalarina basladi ( Geri ilk solo denemesini Sweney Todd grubu ile “If wishes were horses” ile 1977 yilinda gerceklestirmisti.) Jim Vallace ile birlikte sarki sözü yazarligina aralik vermeden devam etti. Bryan bu sirada jim Vallace artik enstrüman calmak istemedigini ve tek kulvarda kosmak istedigini söyleyerek sadece sarki sözü yazari olarak kariyerini devam ettirme karar aldi.

1979 yilina gelindiginde Adams A&M Record müzik ile yeni bir kontrata imza atti. Bu arada bugünde ayrlmaz bir ikili olduklari Keith Scott gruba katildi. Keith grupta gitarda, daha önce okul yillarndan tanistigi David Bass Gitarda, bateride ise Jim Vallace olmak zere muhtesem bir grup meydana getirdiler bu albüm icin. Albümün ilk parcasi eski tanidik bir parca olan “Let me Take you Dancing” oldu. Ancak bu parca dünya müzik listelerinde herhangi bir basari elde edemedi. Bryan 1982 yilini Foreigner grubu ile birlikte turnede gecirdi. 1982 yillari sonunda ikinci albümü olan “You Want it You Got it” cikardi. Bu albümden cikan ayni ismi tasiyan parca Amerikan listelerinin cok altlarinda kendine yer edinmeye basladi.

Bryan asil patlamayi özellikle ülkesi Kanada’da 3. albümü olan “Cuts like A Knife” ile yapacakti. Albüm Amerikan listelerinde bugün Adams icin mütevazi diyebilecegimiz bir yer olan 8 numaradan kendine yer buldu. Amerika da platinum ödülü kazandi. Ancak ayni albüm piyasaya cikmasindan 3 sene gecmesine ragmen Ingiliz listelerinde kendine herhangi bir yer edinemedi.Bu süre icinde grupta beklenen degisiklik oldu. Bateride Jim Vallace yerini bugün de grubun degismez elemanlarindan olan Micky Curry’e brakti. Fakat tabiki söz yazari olarak Bryan ile calismaya devam etti. Albümden cikan ilk parca “Straight from The Heard” oldu. Bu parca biraz da Amerikann Dev müzik Kanali MTVnin de katkilariyla Amerikan top 10 listesinde hizli bir sekilde kendine yer buldu. Artik Adams ülkesinin sinirlarini asmis ve dünya müzik literatüründe cok önemli bir yere sahip olan Amerika Birlesik devletlerine kendisini bu albümüyle kabul ettirmisti. Adams o zamanlarda Kanada disinda bu kadar genc yasta üne kavusan ve kendisinden bahsettiren ilk Kanadali sarkici olma özelligine de kavusmustu. “Straight From the Heart” i Bryan’nin yine önemli Single’ larindan olacak olan “This Time” ve “Cuts Like a Knife” izledi. Bu iki parca da top 20 ve top 30 listelerinde yer edindi. Bryan bu iki parcayla rüstünü en azindan Amerika’da fazlasiyla ispatlamisti.

Bryan hz kesmedi ve asil patlamayi 1984 yilinda Kanada tarihinin de 13 milyonluk satis rakamiyla en fazla satan albüm olacak “Reckless” ile yapacakti. Bu albüm Kanada da ve yurtdisinda inanlmaz bir ilgiyle karsilandi. Bu albümle birlikte Bryan Adams ismi Avrupa da sikca zikredilmeye baslayacakti. Bu albümden cikan ilk single olan “Run to you” Bryan Adams’i Ingilliz müzik listeleriyle bulusturdu ve Bryan daha önceki albümleriyle Avrupa da ulasamadigi basariyi “Rcekless” ile yakalayacakti. “Run to you” parcasi Ingiltere’de 7, Amerika’da ise 6 numaradan listelerde kendine yer edindi. Albümden cikan 2. parca olan “Somebody” ise Amerika da 11, Ingiltere de ise 35. siradan müzik listelerine girdi. Ve Bryan icin dönüm noktasi yine bu albümden cikan “Night of Heaven” filminin sountrack’i olan “Heaven” ile olacakti. Bryan Adams bu parca ile ilk defa dünya listelerinde 1 numara olmanin tadina varacakti. Parca hemen hemen tüm önemli dünya listelerinde 1 numara oldu.

Albümün b kisminda yer alan “Diana” parcasi da özellikle Ingiltere de büyük yankilar yaratti. Özelikle Ingiliz tabloyid gazetelerinin tamami Kanadal’i Rocker ile Prenses Diana’nin Flörtü basliklari ile Adams ismini fazlasiyla ön plana cikardilar. Bu da Bryan Adams’in söhretini adeta ikiye katladi.. Bu gelen söhretten sonra Bryan Adams dünyada yapilan önemli organizasyonlarin aranilan ismi hale geldi. 1985 yilinda Philadelphia da kaydettigi “Live aid” albümü de büyük yankilar uyandirdi. Jim Vallace ile birlikte yazdiklair “Tears are not Enough” parcasi özellikle yardim konserlerinin aranan parcasi oldu. Bu albüm ile birlikte Bryan Adams ismi özellikle Afrika’da aclik ve sefaleti önlemek amaciyla verilen konserlerin vazgecilmez ismi oldu. Adams müzikal kimligini,yardimseverliligi ile bulusturarak kamuoyundan inanlmaz bir saygi ve sevgi görecekti.

Tabii dünya müzik tarihini sallayan “Reckless” albümünden cikan hit sarkilar bu 3 single ile sinirli kalmadi.Asik bir genc olarak 4.video’sunda karsimiza cikan Adams bugün bile hala konserlerinde en cok istek alan parcasinin klibini “Reckless”ten 4.single olarak yaynladi. “Summer of 69″ adli bu para Bryanin söhretine söhret katti. Bu parcayla birlikte Bryan yeniden Amerikan listelerinde top 10′da kendisine yer edindi. Adams icin müthis gecen 1985 yilini Adams müthis bir düetle noktalayacakti. Her zaman kendisinde büyük emegi oldugunu dile getirdigi Tina Turner ile yaptigi “Its Only love” düeti de müzik piyasasinda cok önemli ve güzel elestiriler aldi. Bu süre icinde Adams iki mükemmel yilbasi parcasina da imza atacakti. Bunlardan biri “Reggae Christmas” digeri ise “Christmas Time” olacakti. Bugün hala yilbasi geldiginde bircok store da vazgecilmez yilbasi sarkilari olarak Adams’in bu iki parcasina rastlayabilirsiniz.

1987 yilinda Adams 5. albümü olan “Into the fire”i cikardi. Bu albümde “Reckless” kadar olmasa bile cok olumlu elestiriler aldi. Ama bu albümden sonra Adams hayranlarini sok eden bir kararla Jim Vallance ve Bryan Adams müzik kariyerlerini ayri ayri sürdürme karari aldilar. Kisacasi “Into the Fire” muhtesem ikilinin imza attigi son albüm olma özelligini tasiyacakti. Alisageldik bir sekilde bu albümdeki parcasi olan “Into The Fire” ile birlikte Adams Amerika ve Ingiltere listelerinde top 10′da kendine yer edindi. Bu albümden sonra Adams Bob Clermountain ile birlikte calismaya basladi.

1987 yilinda bu albümle Adams ülkesinde son 10 yilin en büyük sanatcisi secildi, bir cok multi platinium ödülü ve ülkesinde en basarili sanatcilara verilen Juno Awards ve Diamond Sales award ile ödüllendirildi. Bu süre icerisinde Adams sosyal konulara da duyarli bir sanatci oldugunu da güstererek Greenpeace’in bir cok aktivitesinde yer aldi. Özellikle balinalarin koruma altina alinmasi konusunda bir cok hayranini bulunduklari ülke hükümetlerine baski yapmalari konusunda tesvik etti. Ayni zaman icerisinde bir cok yardm konserine de devam etti.

“Into the Fire” albümünden cikan diger bir hit parca “Heat of the Night” ile birlikte Adams yeniden top 10da kendine yer edindi. Bir sonraki albümde bir cok önemli sanatcinin albümüne imza attigi Mutt Lange Bryan Adams ile birlikte calismaya basladi. Mutt Lange özellikle Belinda Carlise,Charlie Sexton ve bir cok sanatcinin ses getiren albümlerinin perde arkasndaki sahisti. Bryan sessiz gecen 88-91 döneminde bir yandan kendi albümü icin titiz bir calisma yürütürken diger bir yandan da yardm konserlerine devam etti. Bu süre icerisinde Nelson Mandela icin Wembley Stad’inda verilen muhtesem partinin onur konugu da Bryan Adams olacakti. Bu srada Bryan israrlara dayanamayarak ilk kez basrollerini ünlü aktör Clint Eastwood’un paylastigi “Pink Cadillac” filminde cok kisa bir rol aldi.Bu sirada Montley Crue ve efsane topluluk Pink Floyd’un albümlerine de destek verdi. Artk 3 yillk aradan sonra Adams fanlari Bryan Adams’dan yeni bir albüm bekliyorlardi.

Evet 3 yillk süre Adams fanlari icin bir hayli uzundu ama beklediklerine fazlasyla degecekti. Adams o yila kadar mükemmel parcalara imza atmis ve inanlmaz basarilar kazanmisti ama 1991 de A&M’ den cikaracagi “Waking Up The Neighbours” ile Bryan Adams müzik tarihinin vazgecilmezleri arasina girip artk bütün dünyada taninan bir yildiz olacakti. Özellikle bu albümden cikan “Robin Hood” filmi icin yaptigi Sountrack olan “Everything I do” sarkisi Ingiliz müzik listelerinde 16 hafta üst üste bir numarada kalarak Ingiltere tarihinin unutulmazlari arasina girecekti tabiki bu parca hemen hemen tüm dünya ülke listelerinde 1 numara oldu. Bu arada Bryan Adams’in bu sarkisinin Ingilterede Frankie Laine’nin unutulmaz parcasi olan ve 18 hafta bir numarada kalan “I believe” sarkisina da cok yaklastigini söylemeden gecmiyelim. Bu parca bir numara oldugunda yil 1953′tü ve tam 38 yil aradan sonra ilk defa bir sanatci özellikle de Ingiltere disinda bir sanatci bu rekora bu kadar fazlasiyla yaklasiyordu. Ayni zamanda bu single sirf Amerika da 3 milyon kopya satti ve tabi 1 numaradan yerini aldi. Ayni zamanda mtv tarafindan albüm yilin en fazla satan albümü olarak Platinum ödülüne layik görüldü. Adams bir cok ülkede yilin sanatcisi secildi. Kisacasi Adams artik unutulmazlar arasindaydi. Albümden cikan “Cant stop this thing we started” özellikle Adams’in ülkesi Kanada da cok olumlu elestiriler aldi ve Kanada 1 numaradan, Amerika da 2 numaran, Ingiltere de ise 11 numaran listelere girdi. Adams bu basarisini diger bir hit parca olan “Thought I die and gone to Heaven” ile percinlestirdi. Ülkemizde 1 numaraya kadar cikan bu parca Amerika da 13, Ingiltere de ise 7. siradan kendine yer edindi. Bu albümle Adams ayni zamanda cok büyük bir ticari basari kazandi. 13 milyon satan “Reckless” den sonra Adams cok daha büyük bir ticari basariya daha imza atti.


Özellikle bu albüm Ingiltere de inanlmaz bir basari sagladi ve bu ülkede Bryan Adams’a inanlmaz bir söhret kazandirdi. Belki de bu ülkedeki popleritesi ilerideki yillarda Adams’in temelli olarak Ingiltereye yerlesmesine neden olan sebeplerin basinda gelecekti. Adams zafer sarhosluguna kapilmadi. 1993 yilinda cikardigi “So far so good” ile nitekim bunu bir kez daha gösterdi. Albümden cikan romantik bir ballad olan “Please forgive me” bir cok ülkede 1 numara olmayi basardi ve bu parca ile birlikte Adams bir ballad ustasi olarak anilmaya basladi. Tabiki bu süre icinde Adams müzik dünyasna kendisi gibi adindan söz ettiren Rod Steward ve Sting ile düeti olan “All For Love” parcasi ile yine cok listede 1 numaradan kendine yer buldu. Bu parca Amerika da 1 numaradan listelere girerken Ingiltere de ise 2 numaradsn listelerde yer edindi. Bu sirada Adams’in bir ilke imza atarak Vietnam’da konser veren ilk batili sanatci oldugunu da söylemeden gecmeyelim. Ülkemizde ise Bryan Adams 1992 yilinda dünya turnesi esnasinda Istanbul Inönü stad’inda verdigi unutulmaz konser ülkemizde verilen ilk stadyum konseri olma özelligi tasimaktadir.

Bu süre icerisinde Adams özellikle bir ballad ustasi namiyla anilmasi bazi hayranlarni rahatsiz etmistir.
Bir cok müzik elestirmeni özellikle Adams’in daha cok ticari basarlar elde etme pesinde kostugunu ileri sürerek acimasiz elestirilerde bulundular. Bu yillarda Italya’nin Modena sehrinde Pavarotti&friends kapsaminda Adams verdigi konserde unutulmazlar arasinda yerini aldi. Özellikle “O solo mio” düeti Italyan müzik elestirmenlerinden olumlu elestiriler aldi. Artk Adams bircok ünlünün düet yapmak icin siraya girdigi bir yildiz konumundaydi. Özellikle ülkesi Kanada da bir ikon olarak alglanyordu ve Kanada’nin da dünyaya ihrac ettigi en büyük isim olarak lanse ediliyordu.

Adams 1995 yilinda “18 till I die” konsepti ile hayranlarinin karsisina ilerleyen yasina ragmen eskisinden daha enerjik ve biraz da rockci kimligini ön plana cikaran bu albümyle geri döndü. Bu bir anlamda Bryan Adams artk rock sanatcisi degil diyenlere bir cevap niteligindeydi. Özellikle rockci kimliginin elestirildigi bu dönemde özellikle “the only thngs that looks good on me is you” ve albümle ayni adi tasiyan “18 ill I die” Bryan’nin sert tarzini özleyenlerin özlemeni fazlasyla giderdi.

Adams takip eden yillarda “Don Juan” filmininde sountrack olan “Have you ever really loved a women” parcasi ile romantik gönülleri bir kez daha fethetti.


1998 yilina gelindiginde Adams “One A Like Today” albümünü yayinladi. Albümden cikan ve Spice girls kizlarindan MelC ile yapitigi düet “when you are gone” 10 hafta boyunca Ingiltere listelerinde top 10da kaldi. Bryan bu süre icinde artk almaya alisik oldugu 17. Juno awards ödülünü kazandi. Bryan bu süre icinde en büyük hobim dedigi fotografciliga merak sardi. 2000 yilinda en yakin arkadalarindan olan Dona’nin gögüs kanserinden ölmesi nedeniyle özellikle gögüs kanserine yardm amaciyla “Made in Canada” basligi altinda Britanya’nin en önemli sanatcilarinin arasinda bulundugu bir kitap yayinladi ve bütün gelirini gögüs kanseri ile mücadeleye bagisladi. 2002 yilina kralice Elizabeth’in özel portresini fotograflamasi ve Diana ile aralarndeki flört haberleri ile bir kez daha Ingiliz basininda manset oldu. 2000 yilinda Adams hakli bir gururla popüler sarkilarindan olusan bir “best of bryan Adams” albümü yapma karari aldi. 80′li ve 90′li yillarin önemli parcalarini da icinde barindiran “best of me” albümünde yeni bir parca olan” the best of me” de yaynladi.

Adams’in 1988 yilinda cikardigi “Mtv Unplugged” albümünün altini cizmek gerekiyor. Özellikle bu albüm müzik elestirmenleri tarafindan cok olumlu tepkiler aldi ve yapilan en iyi unplugged albümleri arasinda yer aldi.

2002 sonlarinda Adams bir animasyon film icin yaptigi toplam 11 parcalik “Spirit (Özgür Ruh) ” albümü ile ünlü müzisyen Hans Zimmer ile calisti. Bu sarkilardan alti tanesi filmde kullanildi. Bu albüm ile ayni zamanda Bryan Adams hayranlari onun yeni sarkilariyla bir filmi izleme ayricaligini yasadilar.

2003 eylül ayinda Adams’in Kralice Elizabeth’in cektigi portre fotografi tüm Kanada posta servisindeki resmi pullarin üzerinde kullanmaya baslandi.

Dünyaca ünlü moda dergileri Rus Voggue,Avusturalya Elle ve Gq, Kanadan Flare ve Ingilterenin Marie Claire dergileride Adams’in fotoraflarini bir cok kez dergilerinde kapak olarak yayinladi.

Bryan Adams 2004 eylül ayinda cikardigi “Room Service” adli yeni albümüyle tekrar sevenleriyle bulustu.

Diskografi:
If wishes were horses ( Sweney Todd 1977)
Bryan Adams (A&M 1980)
You want it you got it (A&M 1981)
Cuts Like A Knife (A&M 1983)
Reckless (A&M 1984)
Into the Fire (A&M 1987)
Live Live Live!! (A&M 1989)
Waking Up the Neighbours (A&M 1991)
So Far So Good (A&M 1993)
18 Till I die ( A&M 1996)
Unplugged (A&M 1997)
On A Day Like Today ( A&M 1998)
Best of Me (A&M 2000)
Spirit (Interscope 2002)
Room service (Universal Music 2004)

Derlemeler:
So Far So Good
The Best of Me
The Early Years

Videografi:
Reckless
Waking Up The neighbours
So Far So Good And More
Mtv Unplugged
Live At Slane Castle
Live At Budokan Japan (2003)

Bryan Adams biyografileri: The inside story,Hugh Gregory.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bryan Adams Biyografisi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Can Biyografisi
» Ac/Dc Biyografisi
» H.i.m. Biyografisi
» M.y.s.t. Biyografisi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilgisaymaz® Online Oyunlar,Okul,Spor,Haberler  :: Her Telden :: Biyografiler :: Müzisyenler-
Buraya geçin: